En İlginçler

----------PİPA PİPA----------


                                                                       



Surinam kurbağası petekli kurbağa olarak da bilinir.Surinam kurbağası çok yassıdır.Üreme yöntemi de pek ilginçtir ve uzun yıllardan beri bu kurbağa, akvaryumlarda evcil bir hayvan olarak beslenmektedir.Boyu yaklaşık 10 santimdir.Erkek, dişiden ufaktır.Hayvanın yassı vücudu dört köşe bir gözlemeye benzer.Başı küçük ve üçgenimsidir.Üst dudakta, gözlerin yakınında deri kıvrımları ya da dokunaçlar vardır.Kurbağanın derisi kaygandır ve ufak siğillerle kaplıdır.Familyadaki bütün üyeler gibi Surinam kurbağasının ne dili ne de dişleri vardır.Bu yüzden, ondan bazen Dilsiz kurbağa diye de söz edilir.Gözleri çok küçük olmakla beraber her yönü görebilir.Bu, düşmanı seçebilmek konusunda her hayvan için yararlı bir şeydir.Karakurbağasının bütün ayak ve el parmakları uzundur.Ama sadece ard ayaklarında perde vardır.Surinam kurbağa genellikle ön ayaklarını besin yakalayarak ağzına itmek için kullanır.Surinam kurbağasının üst kısmı siyahımsı kahverengidir.Bu yüzden yaşadığı akarsuların ve gölcüklerin kara çamurlarında hemen hemen görünmez olur.





BESİN VE YAŞAYIŞ


Surinam kurbağası sudan çıkarıldığı zaman, yassı peltemsi vücudu ile çok hantal durur.Ama suda, güçlü arka ayaklarını kullanarak, kuvvetle ve zarif bir şekilde yüzer.Surinam kurbağası ömrünü hemen tamamiyle suda geçirir.Çamuru karıştırarak ölü ya da diri küçük su yaratıklarını arar.Uzun ince parmakları çamuru iyice incelemesine sağlar.Her parmağın ucunda bir demet, salgı bezi gibi, iplik vardır.Bunlar, duyarlı dokunma organlarıdır.Hayvanın kara çamurda, çayların ve ırmakların bulanık, tortulu olduğu zamanlarında bile besin bulmasını başarır.
Surinam kurbağası kış uykusuna yatmaz.Ancak kurak havalarda, bazen kalabalık gruplar halinde, çamura gömülür.Surinam kurbağası evcilliğe oldukça kolay alışabilir ama, akvaryumun suni koşulları altında pek fazla üremez.








ÜREME


Surinam kurbağası, daha çok, ilginç üreme yöntemi yüzünden ünlüdür.Çiftleşme, yağmur mevsiminin başlamasından hemen sonra olur.Erkek tuhaf, tıkırtıya benzeyen, madeni sesler çıkardıktan sonra, dişinin vücuduna kollarıyla sarılır.Bunu yapmadan hemen önce dişinin yumurta kanalı dışarı uzanır.Anfleks sırasında erkek buna vücuduyla bastırarak dişinin sırtına doğru çevirir.Böylece yumurtaların dişinin kalın, süngerimsi sırt derisinin üzerine düşmesi sağlanmış olur.Bu yöntemle 60 kadar yumurta dökülür ve erkek bunları bastırarak dişinin derisinin içine sokar.Son yumurta da bırakıldıktan sonra erkek yüzerek uzaklaşır ve dişi orada bir süre sessizce dinlenir.Bu arada yumurta kanalı normal halini alarak tekrar vücudun içine girer, gözden kaybolur.Dişinin sırt derisi yavaş yavaş şişer.Her yumurtanın etrafında bir delik belirir.İşin en şaşılacak tarafı üsttede bir kapak oluşmasıdır.Böylece her yumurta kendi keseciğinde yatar.Hayvanın sırtı ise bir petek görünümü kazanır.Dişi, artık şişman ve hantal bir görünümdedir ama, bu durum hareketlerini engellemez.
Diğer su ve kara kurbağalarında olduğu gibi yumurtalar çatlayarak içlerinden tetarlar çıkar.Bu, her küçük keseciğin içinde ayrı ayrı olur.Larva, başkalaşımı tamamlayıncaya kadar, orada kalır.3-4 ay sonra keseciklerin kapakları açılır ve yavru karakurbağalar çıkar, bağımsızca suda yüzmeye başlarlar.









                             

script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js">

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder